top of page
Blog: Blog2

Fuat Sezgin 

  • Yazarın fotoğrafı: Muhammed Emin Akbaş
    Muhammed Emin Akbaş
  • 26 Şub 2020
  • 3 dakikada okunur

“Profesör Doktor Fuat Sezgin, tarih profesörü ve İslam bilim tarihçisidir.”

Kendisi 24 Ekim 1924’te Bitlis’te doğmuştur ve akrep burcudur. Ortaokulu ve liseyi Erzurum’da bitirmiş 1943’te İstanbul’a gelmiştir. 1951’de İstanbul üniversitesi edebiyat fakültesi şarkiyat enstitüsü bitirdikten sonra Arap dili ve edebiyatı üzerine doktorasını yaptı.

Üniversitede iken İslami bilimler ve orientalistik alanlarında önemli bir kişilik olan Alman Orientalist Hellumut Ritter’den eğitim aldı. Hocasının, bilimlerin temelinin İslami bilimlere dayandığını söylemesi onun bu alana yönelmesini sağladı. 1954’te Arap dili ve edebiyatı bölümünde “Buhâri’nin Kaynakları” isimli doktora tezini tamamladı. 1954 yılında İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde doçentliğe kadar yükseldi.

27 Mayıs 1960 askeri darbesi sırasında üniversiteden uzaklaştırılan ve 147’likler diye bilinen akademisyenler arasındaydı ne yazık ki. Bunun üzerine Türkiye’den ayrılmak zorunda kalarak Almanya’ya gitti. Türkiye’den kovularak, bir valizle gitmek zorunda kaldığı Almanya’da aynı alanda çalışan oryantalistlerin kıskançlıkları ile karşı karşıya kaldığını ancak yaşadığı zorluklar karşısında asla pes etmediğini belirtmiştir. Zorluklara karşı nasıl mücadele ettiğini “Ben şuna inanmıştım artık. Tüm musibetler karşısında sadece Allah'a inanacaksın, başka hiçbir şeye değil.” Diyerek anlatmıştır.

1961 yılında Almanya’ya giden Fuat Sezgin, Frankfurt Üniversitesinde önceleri misafir doçent olarak dersler verdi. 1965’te “Cabir bin Hayyan” adlı ikinci tezini sundu. Daha sonra aynı yıl içerisin de profesör oldu. Oradaki bilimsel çalışmalarının yoğunlaştığı konu Arap-İslam kültür çevresinde tabii bilimler tarihi alanı olmuştur. Daha Almanya’ya gelmeden önce yazmaya başladığı 7. ve 14. yüzyıllar arasında gelişen Arap-İslam edebiyatı tarihi çalışmasına devam etti. Orientalistik çalışmaları için kaynak eser haline gelmiş ve hala aşılamamış 13 ciltlik eserinin ilk cildini 1967 son cildini ise 2000 yılında yayınladı.

Bu eser İslam’ın ilk döneminde uğraşılmış, dini ve tarihi edebiyattan coğrafya ve haritacılığa kadar bütün ana ve yan bilim dallarını konu edinmektedir. Sezgin, Suudi Arabistan Kral Faysal Vakfı’nın İslami Bilimler Ödülü'nü 1978 yılında ilk alan kişidir. Bu ve bu gibi desteklerle Sezgin, 1982 yılında Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nü ve 1983'te de buranın müzesini kurarak, direktörlüğünü üstlendi. Enstitüye bağlı olarak kurduğu müzede Fuat, İslam kültür çevresinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı kopyalarını sergilemektedir. Müzede bulunan objeleri tanıtmak ve İslam kültür çevresindeki bilimsel gelişmeyi göstermek için hazırladığı “Wissenschaft und Technik im Islam” isimli katalogu 2003 yılında yayınladı.

Fuat Sezgin, Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü için hazırladığı bilimsel araç ve gereçlerin benzerlerini yaptırarak, 25 Mayıs 2008 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin açılmasını sağlamıştır.

Fuat Sezgin’in Ursula Sezgin ile yaptığı evlilikten Hilal Sezgi isimli bir kızı olmuştur. 30 Haziran 2018'de sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü İstanbul'da 93 yaşında hayatını kaybetmiştir. Cenazesi Fatih Camii'nde düzenlen cenaze namazının ardından Gülhane Parkı içerisindeki İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'nin önünde ayrılan kısma defnedilmiştir. Hayatının Dönüm noktaları

Fuat Sezgin için dönüm noktası sayılabilecek olaylardan en önemlisi üniversitede hocası olan şarkiyatçı Halmult Ritter ile tanışmasıdır. Ritter; Harizimî, Ebu’l-Vefa Buzcanî, İbn Heysem, Birunî gibi matematikçilerin, sonraki dönemlerin Avrupalı matematikçileriyle aynı düzeyde, yer yer onlardan üstün olduklarından söz ederek, Sezgin’e Arapça öğrenmesini önerdi.

Fuat Sezgin II.Dünya savaşı yıllarında kendi kendine altı ayda Arapça’yı öğrendi. Ritter’e “Hayatta bir dili bu kadar hızlı öğrenen birini görmedim” dedirten Sezgin, ayrıca Süryanice, Farsça, Latince ve İbranice eserleri orijinallerinden okuyabilir duruma geldi. Ancak ömrünün sonlarına doğru bazıları ölü dil olan 27 dil bildiğini biliyoruz.

Bir kere Ritter Sezgin’e kaç saat çalıştığını sordu. Bunun üzerine 13 ila 14 saat diyen Sezgin’e “Bu kadar az çalışma ile bilim adamı olamasın bu yetersiz.” deyince çalışmalarını 70 yaşına kadar 17 saate çıkardı. 70 yaşından sonra yaşlılığı sebebiyle tekrar 14 saate indirdiğini söylemişti.

Aslında kendisi iş imkanı fazla olması sebebiyle mühendislik seçmeyi düşünürken hocasının etkisiyle İslam bilimler tarihi ile ilgili çalışmaya karar verdi. Profesör olduktan sonra, Almanya başta olmak üzere bazı ülkelerden kendi üniversitelerinde çalışmaları için davetler aldı. Fakat Sezgin ısrarla çalışmalarına Türkiye’de devam edeceğini söyledi.

Daha sonra askeri darbe sonrasında üniversiteden yüz kırk yedi profesör ile birlikte atıldı. Bu acı olay sonrasında Almanya’ya gitmek zorunda kaldı. Orada birkaç tane yüksek liyakat madalyası ile ödüllendirildi. Profesör Doktor Fuat Sezgin İslam dünyasının Nobeli Ödülü olarak nitelendirilen Uluslararası Kral Faysal Ödülünü, 1999 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülünü aldı. Eserleri Almanya’da en üst düzeyde ödüllendirilerek Alman Hükümetinin önce Federal Hizmet Madalyasına, daha sonra da Üstün Hizmet Büyük Madalyasına layık görüldü. Almanya Başbakanı Schröder, “İslâm Bilimleri Bibliyografyası” adlı eseri dolayısıyla; “İki kültür dünyasını birbirinden ayıran zümrenin karşısında mücadele edebilmemiz için, bu eserinizle, bize en büyük desteği verdiniz!” dedi.

Fuat Sezgin’in vefatı ile birlikte 2019 yılı Fuat Sezgi yılı olarak ilan edildi.

Comments


Abonelik Formu

  • instagram
  • twitter
  • youtube
  • generic-social-link

©2020, Muhammed Emin Akbaş tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page